gönlüme bir hüzün saplanırsa
zifiri karanlıklarda;
doğarmısın altın renkli saçlarınla
yolumu kaybedersem hülyalı şafaklarda
tutuverirmisin titreyen elimi
gül tutan, gül kokan ellerinle
yağmur kopuverse kara gecelerden
sineni yaslarmısın sıcacık,
bir sığınak bir barınak gibi
zamanın nefesini soluyan duvarlara
yıllara meydan okuyan resminle
anlatırmısın ölümsüz sevgimizi
bakışlarım uzanırken karlı dağlara
hüzün çiçeği kardeleni,
sararmısın ıslak bir yorgan gibi;
efsunlu tutkuları sarmalarken
bir sonbahar gecesinde,
gelirmisin ürkek bir ceylan gibi,
ben acıyı severken buğulu gözlerde
yüreğini dalgalara vururmusun yağmur okşamalarında.