Aglamak istiyorum
Gözlerimde yine senin suskun hayalin,
Sana yazarken ellerim titriyor biliyorum...
Biliyorum belki de alıp eline okumayacaksın bu satırları...
Olsun ben bile bile karalıyorum yine....
En büyük sevda acı çekeniymis onunla avunuyorum...
Bazen acıyor yüregim..daralıyor nefesim...
Bir gün daha sevebileyim diye ölemiyorum.....
Lacivert gecenin berrak koynuna...
Bırakıyorum arada bir kendimi,
Kimi zaman...çınlıyor sesin Kulaklarımda,
Kimi zaman da yanıbaşımda sanıyorum seni...
Karşı karşıya geldigimizde haykırmak istiyorum aslında ...
" Seni Seviyorum "diye...
Takılı kalıyor bogazıma şu iki kelime
Söyleyemiyorum...
Adını " Hüzün Çiçeği " koydum....
Başını önüne eyip magrur bakışlarında gizlediklerin icin...
Kaldırıma.. semaya..
Mavinin vurdugu sahildeki kuma adını yazdım...
Garip ama gercek Hüzün Çiçeğim...
Kelepçelemeli aslında ellerimi,
Susturmalı gönül dilimi hep seninle yaşadığı için..
Sıkmalı kurşunu... dindirmeli ızdırabını yüreğimin
Evet Hüzün Çiçegim.....
Sana yazdığım ilk ve son mektup bu.....
Hoşcakal Hüznümün Çiçeği...
Bıraktığın yerde bekleyeceğim seni...
Hoşçakal Hüznümün Çiçeği...
Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez,
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,
Şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.
Gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,
Vurursun başını soğuk, taş duvarlara,
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın.Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzeliğini
Boşuna geçip, giden yıllarına yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
Seni sevdiğimi bir gün anlarsın.